Türkiye’de Susuz Tarım Giderek Yaygınlaşıyor: Kuraklıkla Mücadelede Yeni Bir Umut

Türkiye, iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte giderek artan kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Bu durum, tarımsal üretimi sürdürülebilir kılmak için yenilikçi yöntemlerin benimsenmesini zorunlu hale getiriyor. Son yıllarda, “susuz tarım” ya da geleneksel adıyla “kuru tarım” uygulamaları, su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde çiftçiler arasında yaygınlaşmaya başladı. Uzmanlar, bu yöntemin hem su tasarrufu sağladığını hem de kuraklığa karşı dirençli bir tarım modeli sunduğunu belirtiyor. İşte Türkiye’deki susuz tarım hareketine dair güncel bir inceleme.
Susuz Tarım Nedir ve Nasıl Uygulanıyor?
Susuz tarım, bitkilerin sulama yapılmadan, yalnızca doğal yağışlara dayalı olarak yetiştirildiği bir yöntem olarak tanımlanıyor. Anadolu’da yaklaşık 10 bin yıldır uygulanan bu geleneksel teknik, modern teknolojiler ve bilimsel yaklaşımlarla yeniden şekilleniyor. Çukurova Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Daşgan, susuz tarımın kuraklık tehdidine karşı etkili bir çözüm sunduğunu vurguluyor. Daşgan, “Susuz tarımda, bitkilerin suya olan bağımlılığını azaltarak, doğal ekosistemle uyumlu bir üretim modeli oluşturuyoruz. Bu yöntemle hem verim alınabiliyor hem de su kaynakları korunuyor” diyor.
Örneğin, Konya’da geliştirilen “Ekobox” sistemi, susuz tarımın yenilikçi bir uygulaması olarak dikkat çekiyor. Ekofen Tarım tarafından hayata geçirilen bu sistem, fidanların sadece 16 litre suyla yetişmesini sağlıyor. Ekofen Tarım Yönetim Kurulu Üyesi Fazıl Mermer, “Ekobox, bitki köklerinin topraktaki mikro gözeneklerde bulunan suya ulaşmasını teşvik ediyor. Böylece çölleşmiş veya taşlık arazilerde bile tarım yapılabiliyor” açıklamasında bulundu. Sistem, Türkiye’nin 12 ilinde uygulanmaya başlanmış durumda ve başarı oranı %98’i buluyor.
Türkiye’de Susuz Tarımın Yaygınlaşma Nedenleri
Türkiye, su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliğinin etkisiyle tarımda ciddi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, önümüzdeki 30 yılda dünya nüfusunun 9 milyarı aşması ve 48’den fazla ülkenin su kıtlığıyla karşı karşıya kalması bekleniyor. Türkiye de bu risk grubunda yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2023 verilerine göre, ülke genelindeki tarım arazilerinin %60’ı sulama imkanından yoksun. Bu durum, susuz tarımı cazip hale getiriyor.
Burdur’un Karamanlı ilçesinde, Dr. Ece Aynur Onur liderliğinde yürütülen Susuz Tarım Projesi, bu yöntemin yaygınlaşmasında öncü bir rol oynuyor. ABD’de akademik kariyerini bırakarak Türkiye’ye dönen Onur, 25 kadın tarım işçisiyle birlikte “Toprağın Melekleri” kolektifini kurdu. Proje, 2019’dan beri permakültür ve pulluksuz tarım tekniklerini kullanarak kuraklığa karşı mücadele ediyor. Onur, “Susuz tarım, sadece bir üretim yöntemi değil, aynı zamanda toprağı ve doğayı koruma hareketidir. Bu yöntemle nohut, mercimek gibi düşük su ihtiyacı olan ürünler yetiştiriyoruz” diyor.
Susuz Tarımda Fırsatlar ve Zorluklar
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), susuz tarımın Türkiye’nin tarımsal geleceğinde stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. TAGEM uzmanları, yerel tohumların ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Daşgan ise, TÜBİTAK destekli projelerinde susuz yetişebilen domates ve kavun türleri geliştirdiklerini ifade ederek, “Verim biraz azalsa da kalite artıyor. Bu türler, çiftçilere hem ekonomik hem de ekolojik bir avantaj sunuyor” diye ekliyor.
Ancak susuz tarımın yaygınlaşması bazı zorluklarla da karşı karşıya. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Süleyman Soylu, “Bu yöntem, doğru planlama ve bölgeye uygun bitki seçimi gerektiriyor. Çiftçilerin eğitimine ve teknik desteğe ihtiyacı var” uyarısında bulunuyor. Ayrıca, başlangıç maliyetlerinin yüksek olması ve uzun vadeli verim beklentisi, bazı çiftçileri tereddüde düşürüyor.
Güncel Gelişmeler ve Gelecek Perspektifi
2025 itibarıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı susuz tarımı desteklemek için çeşitli projeler yürütüyor. Bakanlık, su tasarrufu ve verimliliği artırmak amacıyla yapay zeka destekli sulama sistemlerini yaygınlaştırırken, susuz tarım tekniklerini de teşvik ediyor. Konya, Burdur ve Van gibi illerde başlayan pilot uygulamalar, diğer bölgelere de yayılmayı hedefliyor. Van’da ata tohumu üreticisi Ramazan Duman’ın pet şişelerle geliştirdiği susuz tarım yöntemi ise geri dönüşüm ve tarımı bir araya getiren yaratıcı bir örnek olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin tarımsal potansiyelini koruması ve gıda güvenliğini sağlaması için susuz tarımın daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Prof. Dr. Soylu, “Türkiye, iklim değişikliğine uyum sağlamak zorundaysa, susuz tarım gibi yöntemler bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelecek” diyor.
Türkiye’de susuz tarım, kuraklıkla mücadelede umut vadeden bir çözüm olarak giderek daha fazla çiftçinin radarına giriyor. Bilimsel araştırmalar, yerel girişimler ve devlet desteğiyle, bu eski ama yenilikçi yöntem, ülkenin tarımsal geleceğini şekillendirmede kilit bir rol oynayabilir.